top of page
Hz. Muhammed'in komşuluk ilişkileri
"Andolsun Allah'ın Resûlünde sizin için -Allah'ı ve âhireti arzu eden ve Allah'ı çok anan kimseler için- (uyulacak) en güzel bir örnek vardır" (Ahzâb, 33/ 21).
“Yanıbaşında komşusu açken kendisi tok yatan kimse hakiki mü'min değildir.”
Hâkim, II, 15
Bilindiği üzere âilemizden sonra en yakın içtimâi çevremizi komşularımız meydana getirir. Onlarla bütün hayatımız boyunca yanyana yaşarız. Büyük küçük pek çok ihtiyacımız için komşularımıza koşarız. Hayatımızın acı ve tatlı hatıralarını onlarla paylaşırız. Bu sebeple dinimiz komşuluk ilişkilerine son derece önem vermiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de Allah'a imanı emreden ve şirki yasaklayan ifadelerin hemen ardından ana baba ve akrabaların yanısıra, yakın ve uzak komşuya da iyilik yapmak emredilmektedir. (en-Nisâ 4/36)
Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.
Hadîs-i şeriflerde komşuluk ilişkileri ve komşu haklarının önemine dâir belli başlı prensipler sunulmuştur. Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyuruyor ki:
“Cebrâil bana komşuya iyilik etmeyi o kadar tavsiye etti ki neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.” (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141)

Fahr-i Kâinat -sallallâhu aleyhi ve sellem- bu beyanlarıyla komşuluk hakkının, birbirlerine varis olabilecek yakın akraba hakkı kadar ehemmiyet arzettiğini belirtmektedir. Dolayısıyla akrabalar arasındaki ilginin benzeri komşular arasında da bulunmalıdır. Hatta komşunun başka bir dinden olması bile bu prensibi değiştirmez. Bir rivayete göre üzerimizdeki haklarına göre komşular üç kısma ayrılmaktadır:
Gayr-i müslim komşular: Bunların sadece komşuluk hakkı vardır.
Müslüman komşular: Bunların hem komşuluk, hem de din kardeşliği hakkı vardır.
Akraba ve Müslüman olan komşular: Bunların komşuluk, din kardeşliği ve akrabalık hakkı vardır. (Heysemî, VIII, 164)
Hz. Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- ashabını komşuluk münasebetleri hususunda daima uyarır , onlara bu konudaki edep kaidelerini detaylı bir şekilde öğretirdi. Ebû Zer -radıyallahu anh- diyor ki:
Dostum Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- bana şöyle vasiyet etti:

“Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy. Sonra da komşularını gözden geçir ve gerekli gördüklerine güzel bir şekilde takdim et!” (Müslim, Birr, 143)
Peygamberimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- basit bir şey dahi olsa komşuların birbirlerine ikramda bulunmaları gerektiğini ifade sadedinde hanım sahabîlere şöyle seslenmiştir:
“Ey Müslüman kadınlar! Komşu hanımlar birbirlerine ikramda bulunmayı küçümsemesin! İkram edilen şey bir koyun paçası bile olsa!..” ( Buhârî, Edeb 30; Müslim, Zekât, 90)
Komşuluk ilişkileriyle ilgili belli başlı hususlara, bir hadis-i şerifte şöyle dikkat çekilmektir:
1) Borç veya ödünç bir şey isteyince vermek,
2) Darda kaldığında yardımına koşmak,
3) Maddî sıkıntıya düşünce gözetip kollamak, ?
4) Mutlu günlerinde sevincine, kederli günlerinde üzüntüsüne ortak olmak,
5) Kokusu komşunun evine gidecek bir yemek yapınca ona da bir miktar ikram etmek,
6) İzni olmadan evinin önünü kapatacak şekilde bina yapmamak,
7) Hastalanınca ziyaret etmek,
8) Ölünce kabre götürüp defnetmek. (Heysemî, VIII, 165)
Hiç şüphesiz Hz. Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in bu tavsiyeleri komşuluk ilişkilerinde oldukça kuşatıcı bir çerçeve çizmekle birlikte komşunun komşusu üzerindeki bütün haklarını saymayı değil, belki önemli olanlarına işaret etmeyi amaçlamaktadır. Bu itibarla bir Müslümanın din ve dindarlık farkı, kültür ve bölge farkı gözetmeksizin bütün komşularıyla iyi ilişkiler içinde olması, İslâm'ın yardımlaşma, dayanışma, zarar vermeme ve küs durmama ilkeleri doğrultusunda hareket etmesi gerekir.
Ebû Hureyre -radıyallahu anh-'den nakledildiğine göre bir adam Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e:
- Ey Allah'ın Resûlü! Falan kadının nâfile olarak çok namaz kıldığından, çok sadaka verdiğinden, çok oruç tuttuğundan, ancak diliyle komşusuna eziyet ettiğinden söz ediliyor, (ne buyurursunuz) dedi.
Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-:
“- O cehennemde olacaktır.” buyurdu.
Adam tekrar dedi ki:
- Ey Allah'ın Resûlü! Bir kadının da nâfile olarak az oruç tuttuğundan, az namaz kıldığından, az sadaka verdiğinden, sadece yağsız peynir (keş) gibi şeylerden tasadduk ettiğinden, ancak diliyle komşusunu rahatsız etmediğinden söz ediliyor (bunun hakkında ne dersiniz?)
Peygamberimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-:
“- O da cennette olacaktır.” buyurdu. (İbn-i Hanbel, II, 440)

bottom of page