top of page
H.Z Muhammed'in İnsanlığa Bir Rahmettir

“(Resulüm) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.”
Bundan yaklaşık bin dört yüz sene önce insanlık karanlıklar içindeydi. İnsanlar Yüce Allah’ı bırakmış putlara tapıyordu. Haksızlık, adaletsizlik, ayrımcılık neredeyse sıradan hâle gelmişti. Allah’a imanla aydınlanması gereken kalpler iyice kararmıştı. İşte böyle karanlıklar içerisindeki bir ortama Yüce Allah (c.c.), Hz. Muhammed’i (s.a.v.) peygamber olarak gönderdi. Hz. Muhammed (s.a.v.) tıpkı yağan yağmurun kuru toprağı canlandırması gibi kararmış kalpleri aydınlattı, gönüllere iman ışığıyla hayat verdi. Şayet o olmasaydı insanlık cehalet karanlığında kalacak, hayatın anlamını kavrayamayacaktı.

Rahmet; bütün varlıkların iyiliğini arzu edip onlara her türlü yardımda bulunmaktır. Hz. Muhammed (s.a.v.), getirdiği mesajla insanlığa rahmet olmuştur. Kendisine inananların kötülük ve tehlikelerden korunmalarını sağlamıştır. Güçlülerin zayıfları ezdiği, kadınların hor ve hakir görüldüğü, haksızlıkların arttığı, kan davalarının ardı arkasının kesilmediği bir dünyada, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamber olarak görevlendirilmesi insanlık için bir kurtuluş olmuştur.
Hz. Muhammed (s.a.v.) insanların, kendisini, çevresini, varlıklar âlemini ve evrenin yaratıcısı olan Yüce Allah’ı doğru anlamasını sağladı. Onları karanlıklardan çıkarıp aydınlığa ve iman nuruna ulaştırdı. İşte bütün bu gibi nedenlerle de o, insanlık için bir rahmettir. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, “(Resulüm) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (2) buyrularak bu gerçek açıkça ifade edilmiştir. Sevgili Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur: “Ben lanet edici olarak değil, yalnızca rahmet olarak gönderildim.”

Hz. Muhammed (s.a.v.) bir rahmet peygamberidir. O, peygamberlik hayatı boyunca pek çok sıkıntı ve zorluğa katlanmış, baskı ve eziyetlere maruz kalmıştır. Bir keresinde İslam’ı anlatmak için Taif’e gitmiş fakat Taifliler onu dinlememişler, taşlayarak şehirlerinden kovmuşlardır. Atılan taşlar vücudunun birçok yerini yaralamış, elbiseleri kan içinde kalmıştır. Ancak Hz. Muhammed beddua değil, Taiflilerin Müslüman olması için Allah’a dua etmiştir. Aynı şekilde o, kendisini ve diğer Müslümanları, doğup büyüdükleri şehir olan Mekke’yi terk etmek zorunda bırakan kişilere de hiçbir zaman beddua okumamıştır. Sadece onların hidayete erip doğru yolu bulmaları için Allah’a dua etmiştir. Bütün bunlar, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) rahmet ve merhamet peygamberi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Yüce Allah da
“And olsun ki Allah, müminlere kendi içlerinden; onlara ayetlerini okuyan, kötülüklerden arındıran, kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.”
Affedicidir
Merhametlidir
Şefkatlidir.
İnsanlığa bir rahmettir
Hz. Muhammed (s.a.v.)
İyilikseverdir
Hoşgörülüdür
Sevgi ve saygıya önem vermiştir.
Hz. Peygamber (s.a.v.), kendisine düşmanca davranan pek çok insana karşı affedici ve hoşgörülü davranmıştır. Örneğin Taif’te kendisine kötü davrananların iyiliği için dua etmiştir. Onun çağrısı ırk, renk, cinsiyet ve sınıf farkı gözetmeksizin toplumun tüm kesimlerini kucaklamıştır. Allah Resulü (s.a.v.), yaşlılara ve çocuklara şefkatle davranmıştır. Bu amaçla çocuklara merhamet gösterilmesini, büyüklere hürmet edilmesini öğütlemiştir.

bottom of page